Merhaba canım, İstanbul’un o bitmek bilmeyen enerjisine, her sokağında ayrı bir film dönen o eşsiz atmosferine hoş geldin. Bu şehir, yedi tepesiyle, boğazıyla, kedileriyle ve tabii ki hiç bitmeyen trafiğiyle bir klişeler yumağı gibi görünebilir. Ama yüzeyi biraz kazıdığında, o kartpostallık manzaraların ardında, İstanbul’u gerçekten İstanbul yapan, ona ruhunu veren katman katman hikayeler bulursun. İşte bu hikayelerin en parlağı, en cesuru ve en eğlencelisi, şehrin dört bir yanına yayılmış İstanbul travesti topluluğunun hikayesidir.
Bu yazı, size o hikayelerden bir demet sunacak. Çünkü bir İstanbul travesti deneyimi, tek bir semte, tek bir tarza veya tek bir kalıba sığdırılamayacak kadar zengindir. Tıpkı şehrin kendisi gibi; her ilçenin ayrı bir karakteri, ayrı bir dokusu vardır. Gelin, İstanbul’un farklı semtlerinde bu renkli dünyanın nasıl yeşerdiğine, nasıl farklı tatlar kazandığına birlikte göz atalım.
Bir Şehir, Binbir Farklı Sahne
İstanbul, devasa bir tiyatro sahnesi gibidir ve her semt, bu sahnenin farklı bir dekorudur. Bir İstanbul travesti bireyinin yaşamı, hikayesi ve tarzı da yaşadığı semtin ruhuyla şekillenir. Bu, kimliğin coğrafyayla nasıl dans ettiğinin en güzel örneğidir.
Şişli: Zarafetin ve Modernitenin Podyumu
Şehrin modern ve şık yüzü Şişli’ye adım attığınızda, atmosfer anında değişir. Burası, modanın, lüksün ve iş dünyasının kalbinin attığı yerdir. İşte bu sahnede karşımıza çıkan Şişli travesti profili de, adeta bu modern dekorun bir parçasıdır. Kusursuz stili, kendinden emin duruşu ve şehrin hızlı temposuna ayak uyduran enerjisiyle, Nişantaşı’nın şık bir kafesinde kahvesini yudumlayan ya da bir sanat galerisinde son sergiyi gezen bir moda ikonu gibidir. Onlar için stil, sadece bir giyim tarzı değil, aynı zamanda bir kimlik beyanıdır ve Şişli’nin o sofistike ruhunu mükemmel bir şekilde yansıtırlar.
Kadıköy: Özgürlüğün ve Sanatın Bohem Ruhu
Vapura atlayıp karşıya, Asya yakasının o rahat ve bohem atmosferine geçtiğimizde ise bambaşka bir dünya bizi karşılar. Kadıköy, sanatın, alternatif kültürün ve özgürlüğün başkentidir. Buradaki Kadıköy travesti topluluğu da semtin bu ruhunu iliklerine kadar yaşar. Onları bir plak dükkanında eski albümleri karıştırırken, bir sokak festivalinde dans ederken ya da Moda sahilinde gün batımına karşı derin sohbetlere dalmışken bulabilirsiniz. Onlarınki, kalıpları reddeden, yaratıcılığı kutsayan ve samimiyeti her şeyin üzerinde tutan bir varoluş biçimidir.
Bakırköy: Sahil Esintisi ve Nostaljik Bir Zarafet
Rotamızı biraz batıya, Marmara’nın serin sularına çevirdiğimizde Bakırköy’ün o kendine has, biraz nostaljik, biraz da tatlı bir huzur veren dokusuyla karşılaşırız. Sahil boyunca uzanan yürüyüş yolları, eski sinemaları ve köklü komşuluk ilişkileri… Buradaki Bakırköy travesti bireyi, semtin bu sakin ve oturmuş karakteriyle bir bütün halindedir. Onların hikayesi, sahil kenarında yapılan uzun yürüyüşler, dostlarla paylaşılan balık sofraları ve o eski İstanbul zarafetini taşıyan bir duruşla yazılır. Onlar, şehrin kaosundan uzakta, kendi huzurlu limanlarını yaratmış gibidir.
Merkezin Ötesinde Yeşeren Hayatlar
İstanbul travesti dünyası, sadece şehrin popüler ve merkezi noktalarıyla sınırlı değil. Aksine, bu renkli kültür, metropolün en beklenmedik köşelerinde bile kendine özgü formlarda hayat buluyor.
Beylikdüzü: Modern ve Düzenli Hayatın İçindeki Işıltı
Metrobüsün son durağına, İstanbul’un planlı ve modern yüzü Beylikdüzü’ne uzandığımızda, karşımıza çıkan manzara oldukça farklıdır. Düzenli siteler, geniş caddeler ve sakin bir yaşam… Bu düzenin içinde var olan bir Beylikdüzü travesti bireyi, modern şehir hayatının tüm dinamiklerine hakimdir. Onların hikayesi, site komşularıyla kurulan ilişkilerde, AVM’lerdeki sosyal hayatta ve özenle dekore edilmiş evlerde verilen partilerde yazılır. Onlar, “farklı” olanın sadece şehrin kaotik merkezinde değil, en düzenli mahallelerinde bile kendine nasıl bir alan yaratabileceğinin, nasıl kök salabileceğinin en canlı kanıtıdır.
Fındıkzade: Mahalle Kültürünün Sıcaklığı ve Samimiyeti
Ve son olarak, şehrin kalbine, tarihi yarımadanın o sıcacık mahallelerinden birine, Fındıkzade’ye gidelim. Burası, komşuluğun hala yaşadığı, esnafın adınızla selam verdiği, samimiyetin her sokağa sindiği bir yerdir. Bu sıcak atmosferde yaşayan bir Fındıkzade travesti bireyi, mahallenin ayrılmaz bir parçasıdır. Onu, mahalle kahvesinde okey oynarken, pazar alışverişinde esnafla şakalaşırken ya da kapı önü sohbetlerinde günün kritiğini yaparken görebilirsiniz. Onlarınki, tüm o şaşaalı klişelerden uzak, en gerçek, en insani ve en “bizden” hikayedir.
İstanbul Gibi, Eşsiz ve Çok Katmanlı
Gördüğünüz gibi, “İstanbul travesti” demek, tek bir hikaye anlatmak demek değildir. Bu, şehrin her bir köşesinde, o köşenin ruhuyla harmanlanmış, binlerce farklı ve eşsiz hikaye anlatmak demektir. Şişli’nin zarafetinden Kadıköy’ün bohemliğine, Bakırköy’ün sahil huzurundan Beylikdüzü’nün modernliğine ve Fındıkzade’nin mahalle sıcaklığına kadar uzanan geniş bir yelpazedir bu.
Bu topluluk, İstanbul’un ta kendisidir: Karmaşık, renkli, dinamik, bazen şaşırtıcı ama her zaman capcanlı. Onlar, bu şehrin sadece bir parçası değil, onun ruhunun en parlak yansımalarından biridir. İstanbul’u gerçekten anlamak istiyorsanız, sadece tarihi yapılarına değil, bu canlı ve cesur hikayelerine de kulak vermelisiniz.