ateşli travestiler istanbul

Ateşli Travestiler: Ayrıcalık mı, Yoksa Baş Belası mı?

Selam, Konumuz malum: “Ateşli olmak travestiler için bir ayrıcalık mı?” Yoksa başa bela, sırtımıza yük, omuzlarımıza ağırlık mı? Gelin, bu konuyu şöyle bir enine boyuna, şakayla karışık, biraz da dedikodu tadında masaya yatıralım.

Şimdi dürüst olalım, “ateşli travestiler” dendiğinde akla ilk ne geliyor? Uzun bacaklar, dolgun dudaklar, kuğu gibi bir boyun, salına salına yürüyen bir afet-i devran… Sanki hepimiz podyumdan fırlamış, Victoria’s Secret meleklerine taş çıkartacak potansiyeldeyiz gibi bir algı var, değil mi? Bu algıyı yaratan biraz da biziz belki, ne yalan söyleyeyim. Sonuçta kim istemez ki girdiği ortamda başları döndürmeyi, fısıltıların odağı olmayı? Güzellik, evet, bir güçtür. Hele ki bizim gibi varoluşunu adeta tırnaklarıyla kazıyarak kabul ettirmeye çalışan bir topluluk için, bu güç bazen en önemli silahımız olabiliyor.

Güzelliğin Altın Anahtarı: Kapıları Açan O Büyülü Güç

“Ateşli” olmak, pek çok kapıyı aralayan sihirli bir anahtar gibidir. Taksim’in kalabalık bir mekanına girdiğinizi hayal edin. Eğer ortalamanın üzerinde bir albeniniz varsa, o ilk bakışlardaki yargılayıcı ton bir anda yumuşar. Merak, yerini hayranlığa bırakır. İnsanlar sizinle tanışmak, sohbet etmek, enerjinizden pay almak için adeta sıraya girer. “Vay be, ne kadar güzel bir kadın!” nidaları, bazen önyargı duvarlarını yıkıp geçen bir koçbaşı görevi görür.

Bu durum sadece sosyal hayatta değil, iş hayatında da karşımıza çıkar. Sahne mi alıyorsunuz? Gösterişli ve çekiciyseniz, seyircinin ilgisini toplamanız çok daha kolay olur. Mekan sahipleri, “ateşli travestiler”in müşteri çektiğini bilir ve bu durumu lehlerine kullanmak isterler. Escort olarak çalışan arkadaşlarımız içinse durum daha da bariz. “Ateş” ne kadar yüksekse, “talep” de o kadar artar. Bu acımasız bir arz-talep meselesi olsa da, maalesef sektörün gerçeği bu.

Güzellik, size bir statü kazandırır. Toplum içinde daha kolay kabul görmenizi, daha rahat hareket etmenizi sağlar. İnsanlar size “o güzel travesti” olarak referans verir, bu da kimliğinizin önüne geçen bir etiket olsa da, en azından olumlu bir etikettir. Reddedilme korkusu azalır, özgüveniniz artar. Bu da size mental olarak büyük bir güç verir. Kendinizi daha değerli, daha arzu edilir hissedersiniz. Kabul edelim, kim istemez ki aynaya baktığında “Bugün de yakıyorum ortalığı!” demeyi? Bu, güne başlamak için harika bir motivasyon kaynağıdır.

Ayrıcalığın Bedeli: Güzellik Başka Neleri Getirir?

Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var, canlarım. Bu “ateşli olma” durumu, her zaman lehimize işlemiyor. Hatta bazen öyle bir baş belasına dönüşüyor ki, “Keşke şu güzelliğimin zekatı olsa da dağıtsam” dediğiniz anlar oluyor.

1. “Sadece Bir Cisim” Muamelesi:
En büyük sorunlardan biri, objeleştirilmek. Güzelliğiniz o kadar ön plana çıkar ki, insanlar sizin zekanızı, esprilerinizi, hayallerinizi, acılarınızı görmezden gelir. Sizden beklenen tek şey, güzel durmanız, güzel gülmeniz ve ortama renk katmanızdır. Sanki yürüyen bir biblo, konuşan bir heykel gibisinizdir. Derin bir sohbetin ortasında, karşınızdaki kişinin gözlerinin aslında sizin anlattıklarınızı değil, dekoltenizi süzdüğünü fark ettiğiniz o an… İşte o an, güzelliğe lanet ettiğiniz andır. Sizin bir ruhunuz, bir karakteriniz olduğu unutulur. “Ateşli travestiler” denince akla gelen tek şey cinsellik olur ve bu durum, ruhunuzu törpüleyen bir zımpara gibidir.

2. Kıskançlık ve Rekabetin Acımasız Dünyası:
Ah o kıskançlık! Sadece biyolojik kadınlar arasında olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Bizim camiamızda rekabet, bazen Hollywood filmlerini aratmayacak cinstendir. Eğer “ateşli”yseniz, diğer arkadaşlar tarafından potansiyel bir tehdit olarak görülebilirsiniz. “Bak bak, yine bütün ilgiyi o topladı”, “Onun ne özelliği var ki, her yeri silikon”, “Makyajsız görsen tanımazsın” gibi arkadan konuşmalar, dedikodu kazanları… Bunlar enerjinizi emen, sizi yoran ve yalnızlaştıran şeylerdir. En yakın arkadaşınız sandığınız kişinin, sizin bir adım öne çıkmanızdan rahatsız olduğunu hissetmek kadar yıpratıcı çok az şey vardır. Herkes en güzel, en popüler, en “ateşli” olmak ister ve bu yolda bazen centilmenlik dışı hareketler kaçınılmaz olur.

3arcı Kitle:
Güzellik, mıknatıs gibidir. Ama maalesef sadece kaliteli metalleri değil, hurdayı da çeker. “Ateşli” olmanın getirdiği en büyük handikaplardan biri, size yaklaşan insanların niyetlerini sorgulamak zorunda kalmanızdır. Size gerçekten kişiliğiniz için mi yaklaşıyorlar, yoksa sizi fantezilerinde kullandıkları bir objenin yerine mi koyuyorlar? “Travesti fantezim var” diyen o kadar çok adamla karşılaşırsınız ki, bir süre sonra insanlara güveniniz sarsılır. Sizi sadece bir gecelik macera, egzotik bir deneyim olarak gören bu kitle, kalbinizi kırmaktan ve ruhunuzda derin yaralar açmaktan çekinmez. Gerçek sevgi ve samimiyet arayışınız, bu yüzeysel ilgi yığınının altında ezilip kalabilir.

Ateşli Olmak Sanıldığı Kadar Kolay mı? Perde Arkasındaki Emek

Dışarıdan bakınca her şey çok kolay görünüyor, değil mi? “Ne var canım, bir makyaj yapıyor, topukluları çekiyor, oluyor bitiyor.” Keşke… O “ateşli” görüntünün arkasında ne kadar büyük bir emek, zaman ve para yattığını kimse bilmez.

Hadi gelin, size küçük bir maliyet hesabı yapalım:

  • Makyaj: Kaliteli bir fondöten, kapatıcı, far paleti, eyeliner, rimel, ruj… Bunların hepsi ciddi bir maliyet. Hele ki profesyonel ve kalıcı ürünler kullanmak istiyorsanız, cüzdanınızın epey bir hafiflemesi gerekir. O porselen gibi duran cildin sırrı, drugstore ürünleriyle olmuyor maalesef.
  • Kuaför ve Saç: O dolgun, parlak ve perfectly styled saçlar ağaçta yetişmiyor. Peruklar, postişler, kaynaklar… Bunların kaliteli olanları adeta küçük bir servet değerinde. Bakımı, yıkanması, şekil verilmesi ise apayrı bir mesai.
  • Epilasyon ve Bakım: İstenmeyen tüylerle savaşımız, bitmek bilmeyen bir gerilla mücadelesi gibidir. Lazer epilasyon seansları, ağda randevuları… Pürüzsüz bir tenin bedeli hem acı hem de paradır. Cilt bakımları, manikür, pedikür derken liste uzayıp gider.
  • Gardırop: O vücudu saran elbiseler, bacakları sütun gibi gösteren stilettolar, çantalar, aksesuarlar… Modayı takip etmek, sürekli yeni ve alımlı şeyler almak zorundasınızdır. Çünkü “ateşli travestiler” her zaman bakımlı ve şık olmak zorundadır, değil mi? Algı bu yönde.

Bütün bu maddi yükün yanı sıra, bir de harcanan zaman ve enerji var. Bir gece dışarı çıkmak için yapılan hazırlık, bazen 3-4 saati bulur. Duş, epilasyon, makyaj, saç, kıyafet seçimi… Bu adeta bir ritüeldir. O topukluların üzerinde saatlerce acı içinde gülümsemek, korse içinde zar zor nefes almak, dağılmasın diye makyajı sürekli tazelemek… Bunlar, güzelliğin görünmeyen bedelleridir.

Peki Sonuç? Ayrıcalık mı, Değil mi?

Geldik zurnanın zırt dediği yere. “Ateşli olmak travestiler için bir ayrıcalık mı?” sorusunun net bir cevabı yok canlarım. Bu, tamamen bardağın neresinden baktığınıza bağlı.

Evet, bir ayrıcalıktır. Çünkü size kapılar açar, özgüven verir, toplum içinde bir adım önde olmanızı sağlar. Önyargıları kırmada size yardımcı olan bir silahtır. İlk etapta kabul görmenizi kolaylaştırır.

Ama aynı zamanda bir yüktür. Çünkü sizi objeleştirir, samimi ilişkiler kurmanızı zorlaştırır, kıskançlık ve rekabete maruz bırakır. Arkasında büyük bir emek ve maliyet vardır. Güzelliğinizin gölgesinde kişiliğinizin kaybolması riskini taşır.

Bence asıl mesele, bu gücü nasıl kullandığımız. Güzelliği, zekamızla, karakterimizle ve duruşumuzla birleştirdiğimiz zaman gerçek anlamda “ateşli” oluruz. Ateşimiz sadece dış görünüşümüzden değil, içimizden, kahkahamızdan, zekamızdan gelmeli. Bizi objeleştirmeye çalışanlara karşı set çekmeyi, değerimizi sadece dış görünüşümüze bağlayan insanlardan uzak durmayı öğrenmeliyiz.

Unutmayın, her travesti güzeldir. Güzellik standartları gelip geçicidir. Kiminin esmer teni, kiminin renkli gözü, kiminin tatlı gülüşü, kiminin o muhteşem enerjisi onu “ateşli” yapar. Asıl ateş, içimizdeki yaşam sevinci, var olma mücadelemiz ve tüm zorluklara rağmen dimdik ayakta durabilme gücümüzdür.

O yüzden canlarım, aynaya bakın ve kendinizi sevin. Güzelliğinizi bir ayrıcalık olarak kullanın ama onun kölesi olmayın. Ateşinizle hem ısıtın hem de gerektiğinde mesafenizi koruyun. Asıl ayrıcalık, travesti olmak ve bu renkli, zorlu ama bir o kadar da muhteşem hayatı sonuna kadar yaşamaktır

Scroll to Top