kadıköy yabancı travesti ve eğlence

Kadıköy Yabancı Travesti Mariana ile Gece Hayatı: Eğlencenin Dibine Vuralım!

Bu akşam menüde ne var diye soracak olursanız, size tek kelimeyle özetleyebilirim: KA-DI-KÖY! Ama durun, hemen öyle tek başımıza değil. Yanımda öyle bir isim var ki, kendisi adeta Brezilya’dan kopup gelmiş bir samba ateşi, bir karnaval coşkusu… Karşınızda, enerjisiyle Kadıköy sokaklarını titreten, kahkahasıyla Boğaz’ı çınlatan, tanıştırayım, güzeller güzeli Mariana!

Efendim, hikayemiz nasıl başladı anlatayım. Bir süredir sosyal medyadan takipleştiğimiz, ama bir türlü yüz yüze gelemediğimiz Mariana ile “Artık bir kahve içelim” klişesini “Artık bir gecenin dibine vuralım” seviyesine taşımaya karar verdik. Kendisi, İstanbul’a okumak için gelmiş, sonra da bu şehrin kaosuyla aşk yaşamaya başlamış bir Kadıköy yabancı travesti güzeli. Dedim ki, “Madem bu kadar enerjin var, o zaman seni bizim mahallenin, yani Anadolu Yakası’nın kalbinin attığı yere götüreyim.” Mariana da dünden razı, “Ayol, götür beni gittiğin yere!” dedi. İşte o an, efsanevi bir gecenin ilk sinyalleri çakılmış oldu.

Bu yazıda size sadece bir geceyi anlatmayacağım. Size Mariana’nın o muhteşem enerjisiyle harmanlanmış bir Kadıköy rehberi sunacağım. Nerede içilir, nerede dans edilir, hangi ara sokakta soluklanıp en derin dedikodular yapılır? Hazırsanız kemerlerinizi bağlayın, çünkü Mariana’nın peşinde, ışıkların ve müziğin hiç sönmediği bir maceraya atılıyoruz!

Geceye Isınma Turları: İlk Durak Barlar Sokağı

Kadıköy’de geceye başlamanın altın kuralı nedir? Elbette ki Barlar Sokağı’nda şöyle bir havayı koklamak! Mariana ile Rexx Sineması’nın önünde buluştuğumuzda, onun o günkü kombini karşısında adeta nutkum tutuldu. Işıltılı bir elbise, gökkuşağı renklerinde bir makyaj ve topuklularının üzerinde adeta bir balerin gibi süzülüyordu. “Kızım,” dedim, “sen bu gece Kadıköy’ü yakmaya mı geldin?” Göz kırpıp, o tatlı Türkçesiyle, “Yakmaya değil, aydınlatmaya geldim şekerim!” dedi. İşte bu! Enerji bu!

İlk durağımız olarak daha sakin, sohbet edebileceğimiz bir mekanı tercih ettik. Barlar Sokağı’nın biraz daha iç kısımlarında yer alan, loş ışıkları ve keyifli müzikleriyle bilinen butik bir bara oturduk. İlk içkilerimizi söylerken Mariana’ya sordum: “İstanbul’da bir yabancı travesti olarak yaşamak nasıl bir duygu? Özellikle Kadıköy sana ne hissettiriyor?”

Mariana bir an duraksadı, içkisinden bir yudum aldı ve başladı anlatmaya: “Biliyor musun, ilk geldiğimde çok korkmuştum. Farklı bir kültür, farklı insanlar… Ama Kadıköy’ün şöyle bir büyüsü var; burada herkes bir şekilde ‘kendisi’ olabiliyor. Kimse kimsenin ne giydiğine, nasıl konuştuğuna çok takılmıyor. Belki de bu yüzden burayı bu kadar çok seviyorum. Bir Kadıköy yabancı travesti olarak kendimi en özgür hissettiğim yerlerden biri burası.” Onun bu samimi itirafı, gecemizin sadece eğlenceden ibaret olmayacağının, aynı zamanda derin ve anlamlı sohbetlere de ev sahipliği yapacağının bir kanıtıydı.

Dans Pistinin Tozunu Attırma Vakti: Ritim Yükseliyor!

İlk içkilerle birlikte sohbet de koyulaştı, kahkahalar havada uçuşmaya başladı. Artık vücudumuzdaki kan, alkolle değil, dans etme isteğiyle pompalanıyordu. Mariana durur mu, yapıştırdı hemen: “Hadi canım, yeter bu kadar oturduğumuz. Biraz kalça sallayalım!”

Kadıköy’de dans denince akla gelen birkaç mekan vardır. Biz o gece tercihimizi elektronik müziğin ve enerjinin tavan yaptığı, underground ruhunu hala koruyan bir kulüpten yana kullandık. İçeri girdiğimiz anda basların ritmi kalbimize vurmaya başladı. Loş ışıklar, lazerler ve dans eden insanlardan oluşan o kalabalığın arasına bir anda dalıverdik.

Mariana sahnede doğmuş sanki! Her hareketi, her mimiği profesyonel bir dansçı gibiydi. İnsanlar ona hayranlıkla bakıyor, enerjisine kapılıp onunla birlikte dans ediyordu. Bir ara DJ kabinine doğru göz kırptı, DJ de ona karşılık verdi. O an anladım ki Mariana bu mekanın müdavimlerinden. Dans pistinin ortasında bir an durup etrafıma baktım. Herkes kendi halindeydi; kimisi coşkuyla zıplıyor, kimisi ritme kendini kaptırmış salınıyor, kimisi de bizim gibi dostuyla anın tadını çıkarıyordu. İşte o an, Kadıköy’ün ruhunu bir kez daha hissettim: Yargı yok, sadece anı yaşamak var. Özellikle Kadıköy yabancı travesti topluluğu için bu tür özgür alanların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ter içinde kalmış bir halde pistin kenarına çekilip soluklandık. Mariana gülerek, “Nasıl, beğendin mi benim mabedimi?” diye sordu. “Mabet ne kelime kızım,” dedim, “burası resmen bir arınma merkezi! Bütün stresi, derdi tasayı burada bırakıp gidiyorsun.”

Gecenin Sürprizi: Sokak Sanatçıları ve Mariana’nın Şovu

Kulüpten çıktığımızda saat gecenin ikisini gösteriyordu. Hava biraz serinlemişti ama bizim enerjimiz hala tavan yapmış durumdaydı. Moda’ya doğru yürürken, bir sokak köşesinde gitar çalıp şarkı söyleyen bir gruba denk geldik. Etraflarında küçük bir kalabalık toplanmış, onlara eşlik ediyordu.

Mariana durur mu? Durmaz! Kalabalığı hafifçe yararak grubun yanına gitti. Müzisyenlerle bir şeyler fısıldaştı ve bir anda mikrofonu eline aldı. O an ne olacağını hepimiz merakla bekliyorduk. Ve Mariana, Portekizce, o muhteşem sesiyle öyle bir şarkı söylemeye başladı ki, sanki zaman durdu. O hüzünlü ama bir o kadar da güçlü melodi, Kadıköy’ün o saatteki sessizliğinde yankılandı. İnsanlar telefonlarını çıkarıp o anı kaydetmeye başladı. Şarkı bittiğinde kopan alkışı duymanız lazımdı. Sokak sanatçıları bile hayran kalmıştı.

İşte o an Mariana’ya bir kez daha aşık oldum. Sadece eğlenceli, komik bir kadın değil, aynı zamanda ruhunun derinliklerinde inanılmaz bir sanatçı yatıyordu. O, sadece bir Kadıköy yabancı travesti değildi; o, sahnede ya da sokakta, nerede olursa olsun parlayan bir yıldızdı. Bu spontane şov, gecemize beklenmedik bir duygu ve anlam katmıştı.

Final Sahnesi: Gece Çorbası ve Derin Muhabbetler

Her güzel gecenin bir de finali olur, değil mi? Bizim için de o final, Kadıköy’ün meşhur işkembecilerinden birinde son buldu. Dans pistinde harcanan enerjiyi geri toplamak için bol sirkeli, bol sarımsaklı bir çorbadan daha iyi ne olabilirdi ki?

Çorbalarımızı içerken, gecenin bir özetini yaptık. Mariana, “Biliyor musun,” dedi, “bazen insanlar bize sadece topuklu ayakkabılardan, makyajdan ve peruklardan ibaretmişiz gibi bakıyor. Oysa bizim de hayallerimiz, korkularımız, sanatımız var. Tıpkı bu gece olduğu gibi… Biz sadece eğlenmek istemiyoruz, aynı zamanda anlaşılmak, görülmek istiyoruz.”

Bu sözleri o kadar derindi ki… Evet, dışarıdan bakıldığında renkli, şatafatlı bir hayat gibi görünebilir. Ama her parıltının ardında bir mücadele, bir varoluş savaşı yatıyor. Mariana gibi güçlü kadınlar sayesinde bu mücadele daha görünür, daha anlaşılır hale geliyor. Onun gibi bir Kadıköy yabancı travesti arkadaşa sahip olmak, bana hem hayatı hem de kendimi farklı bir pencereden görme şansı veriyor.

Çorbacıdan çıktığımızda sabahın ilk ışıkları Kadıköy’e vurmaya başlamıştı. Vapurlar sefere hazırlanıyor, fırınlardan taze simit kokuları geliyordu. Gece boyunca kahkahalarla, danslarla, şarkılarla doldurduğumuz sokaklar şimdi yeni bir güne uyanıyordu.

Mariana’ya sarılıp vedalaşırken, “Bu gece için teşekkür ederim,” dedim. “Bana sadece eğlenceyi değil, aynı zamanda gücü, sanatı ve umudu da hatırlattın.” O da her zamanki muzip gülümsemesiyle, “Ne demek şekerim, her zaman! Kadıköy bizden sorulur!” dedi.

Kadıköy Sadece Bir Semt Değildir

Eve dönerken yorgun ama bir o kadar da mutluydum. O gece anladım ki Kadıköy, sadece binalardan, sokaklardan ve mekanlardan ibaret bir yer değil. Kadıköy, Mariana gibi içinde yaşayan renkli ruhlarla anlam kazanan, yaşayan bir organizma. Her köşesinde başka bir hikaye, başka bir macera barındırıyor.

Eğer siz de bir gün yolunuzu Kadıköy’e düşürürseniz, sadece popüler mekanlara takılıp kalmayın. Ara sokaklara dalın, bir sokak sanatçısını dinleyin, tanımadığınız insanlarla sohbet edin. Ve eğer bir mekanda dans ederken yanında ışıltılı elbisesi ve muhteşem enerjisiyle bir Kadıköy yabancı travesti görürseniz, bilin ki o Mariana olabilir. Yanına gidin, bir selam verin ve kendinizi ritme bırakın. Emin olun, hayatınızın en unutulmaz gecelerinden birini yaşayacaksınız.

Sevgiyle ve bol dansla kalın! Bir sonraki macerada görüşmek üzere

Scroll to Top